Münire düğününü bile yine Cemil'in hayalinden dolayı hatırlayamayacak duruma gelmiş. Anlatımında da nasıl huzursuz olduğunu ortaya koymuş zaten. Münire'nin sürekli eski haliyle,şimdiki halini karşıalştırması çok hoşuma gidiyor. Münire kendisinin iki ayrı insan olduğundan da bahsediyor,işte benim için kitabı özetleyen taraf da buraydı:
Ve ilerleyen sayfalarda benim gerçekten içimi parçalayan bir olay, Rüknettin'in her yemekten sonra uyuyakalıp Münire'yi kitaplara bıraktığı zamanlardı.Kitabı okudukça hayallere dalan Münire'nin kendini Cemil'le Paris'te hayal etmesi beni gerçekten duygulandırdı ve samimi söylemek gerekirse kitapta gerçekten içime dokunan bir bölümdü.
"Onun gözü tekrar kapanır ve beni bir müddetcik daha kendi halimle, kendi hayalatıma bırakırdı. Bir müddetcik... Fakat, bu müddetcik içinde neler olmazdı. Büyük Frenk romancılarının önüme serdiği uçsuz bucaksız alemlerde öyle uzun, öyle uzun seyahatlere çıkardım ki,artık geriye dönebileceğimi tahmin edemezdim. Hem bu seyahatlerde ben yalnız da değilimdi. Cemil Bey hep yanı başımda idi.Onunla kah çocuklar gibi el ele vererek, kah sevdalılar gibi kolkola girerek diyar diyar dolaşırdık. O, beni bazen belimden tutardı. Ben, başımı onun omzuna dayardım. Arada bir durup bakardı. Cemil Bey:
"-Bu hangi şehir?" diye sorardı.
Ben:
"-Paris" derdim.
"-Ya şu geniş caddenin ta ucundaki korkuluk?"
"-Bolonya Ormanı."
"-Bizim Mihrabat'dan daha mı güzel?"
"-Daha güzel. Çünkü, burada sevişen çiftler yanyana oturabilir. Çimenler üstüne yanyana uzanabilir."
"-Kimse karışmaz mı onlara?"
"-Kimse karışamaz onlara.Hatta anaları,babaları bile."
"-Sen bütün bunları nereden biliyorsun?"
"-Alexandre Dumas'dan,Alphonse Karr'dan ve daha bunlar gibi birçok Fransız romancısından öğrendim," derdim.
Sonra gülüşürdük.Sebepsiz,uzun uzadıya gülüşürdük."
İşte sonra anladım ki, Münire'nin en çok istediği şeylerden biriydi Cemil'le çekinmeden,saklanmadan mutlu olmak. Ama ona Cemil'le kurduğu hayaller bile yetiyordu. Münire hayalleriyle mutlu oluyordu. Ama belki de bunlar hayal değil de gerçek olsa Münire için bu kadar kıymetli olmazdı. İçimi acıtan şeyin Münire'nin canını nasıl acıttığını düşünmek bile kalbimin sıkışmasına neden oluyor.Ya gerçekten çok acı bir şey. Ben de ,Münire'nin bir karakter olduğunu bilmeme rağmen, ona dijital hikaye yazdım. Bunların hayal değil de gerçek olduğu bir hikaye.
Sanırım tüm yazılarımı böyle bitireceğim bilemiyorum ama, Münire'nin gerçekten mutlu olduğu günler bizi beklemeli. Münire yaşadıklarının hiçbirini haketmiyor çünkü. İyi akşamlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder