2 Mayıs 2016 Pazartesi
Kitaba Başlamadan
1928 yılında yayımlanan eser; başarılı, idealist, çalışkan fakan acımasız öğretmen Zehra ve babası Mürşit'in bakış açılarından anlatılıyormuş. Kitabı aldığım günden itibaren 1-1,5 ay geçmiş. Ama dürüst olmam gerekirse kitaptan biraz sıkıldığım için okumadım. Artık zamanı da gelmişken -hatta geçiyorken- kitaba başladım.
Kitapta bilmediğim çok kelime var, ve kitapta bir sözlük de bulunuyor. Bu okuyucunun kitaptan anlam çıkarması için yapılmış olabilir ama bence bazı kelimelere gereksiz bir şekilde sözlük kısmında yer alıyor. Bence zaten hiç sözlük olmamalı. İlkokuldayken, öğretmenimiz anlamını bilmediğimiz kelimeleri işaretleyip sözlükten bakmamızı söylerdi. Yani okuduğumuz kitaplarda sözlük falan yoktu. Anlamını bilmediğim kelimeye sayfanın altındaki yerden bakmak yerine, araştırmayı tercih ederdim. Bağlama göre anlam çıkarayım diyorum, ama mutlaka gözüm sayfanın altında bulunan sözlüğe kayıyor maalesef.
Neyse, şimdilik Zehra hanımı sevemedim. Sever miyim, onu da bilmiyorum. Hayatta her şey mükemmel olmak zorunda değil ki. Neden bu kadar mükemmeliyetçi bir kadın anlam veremiyorum. Zaafı olan insanlara karşı acıma duygusu yok, zaafı yok fakat Tevfik Bey'in dediği gibi "Bir insan için zaaftan mahrumiyet de büyük bir zaaf değil midir? Hatta zaafların en büyüğü."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder